Hiperbarik Oksijen Tedavisi; kapalı bir basınç odası içerisinde hastanın tamamen basınç altına alındığı ve maske yardımıyla aralıklı olarak %100 (saf) oksijen soluduğu tıbbi bir tedavi yöntemidir.
Basınç Hakkında Bilmeniz Gerekenler: Normal günlük yaşantımızda, deniz seviyesinde yani 1 atmosferlik bir basınç altındayız. Bu tedavide ise, iyileşme sürecini desteklemek adına sizi normalden farklı bir ortama alıyoruz. Tedavi sırasında kabin içerisindeki basınç genellikle normal atmosfer basıncının 2 ila 3 katına çıkarılır.
Basınç, oda içerisine hava verilerek kademeli olarak arttırılır ve planlanan tedavi basıncına ulaşıldığında hastalar maskelerini takarak saf (%100) oksijen solumaya başlar. Bazı hastaların özel durumları ve/veya tıbbi gereklilik nedeniyle, maske yerine başlık (hood) veya diğer solunum devreleri kullanılabilmektedir.
Tedavi seansları uzman personel gözetiminde, üç aşamada gerçekleşir:
1. Dalış (Basınç Artırma) Aşaması: Basınç odasına girdikten sonra kapılar kapanır ve içeriye hava verilerek basınç kademeli olarak artırılır. Bu sırada, tıpkı uçak yolculuğunda olduğu gibi kulaklarınızda dolgunluk hissedersiniz. Size öğreteceğimiz basit yutkunma ve çene hareketleri (Valsalva manevrası vb.) ile bu hissi kolayca dengelersiniz.
2. Tedavi (Oksijen Soluma) Aşaması: Hedeflenen basınca ulaşıldığında, artık "derindesinizdir". Bu aşamada maskenizi takar ve saf (%100) oksijen solumaya başlarsınız. Tedavinin asıl iyileştirici etkisi bu aşamada gerçekleşir.
Önemli Not: Maske takılıyken ağız veya burundan soluk almanız tedaviyi etkilemez; rahat ettiğiniz şekilde nefes alabilirsiniz.
3. Çıkış (Basınç Azaltma) Aşaması: Tedavi süresi tamamlandığında, içerideki basınç yavaş yavaş normal seviyeye düşürülür ve seans sonlandırılır.
Süre: Bir seans genellikle yaklaşık 2 saat sürer.
Sıklık: Çoğu hastalıkta günde 1 seans uygulanır (Acil durumlarda artırılabilir).
Program: Rutin tedaviler genellikle hafta içi her gün (Pazartesi-Cuma) planlanır.
Hiperbarik oksijen tedavisi, bazı durumlarda hayat kurtarıcı birincil tedavi iken (örneğin vurgun), birçok hastalıkta iyileşmeyi hızlandıran çok güçlü bir yardımcı tedavi yöntemidir.
Yaygın Kullanım Alanları:
Yara iyileşmesinin geciktiği durumlar (Diyabetik ayak yaraları, iyileşmeyen yaralar)
Tutması şüpheli yamalar (Greft ve flepler)
Ani işitme kaybı
Kemik enfeksiyonları (Kronik refrakter osteomyelit)
Ezilme (Crush) yaralanmaları ve travmatik doku hasarları
Damar tıkanıklığına bağlı göz hastalıkları (Retinal arter oklüzyonu)
Radyoterapiye (Işın tedavisine) bağlı doku hasarları ve yaralar
Yanıklar
Yumuşak doku enfeksiyonları
Karbonmonoksit (Soba/Şofben) zehirlenmeleri
Bu tedavinin temel amacı, normalin üzerindeki basınç yardımıyla %100 oksijen solunmasını sağlamaktır. Soluduğumuz bu oksijen sayesinde:
Kan plazmasında ve dokularda çözünen oksijen miktarı artar.
Oksijensiz kalmış (hipoksik) dokulara ihtiyacı olan oksijen hızla ulaştırılır.
Yaraların iyileşmesi ve yeni damar oluşumu hızlanır.
Vücuttaki ödem azalır.
Enfeksiyonla savaşan savunma hücreleri güçlenir ve antibiyotiklerin etkisi artar.
Tedavinizin güvenliği ve etkinliği için basınç odasına girmeden önce şu kurallara uyulmalıdır:
%100 Pamuklu Kıyafet: Naylon, polyester gibi sentetik ve statik elektrik üreten giysilerle kabine girilemez. (Merkezimizde size özel pamuklu formalar verilecektir).
Kişisel Ekipman: Hijyen ve güvenlik gereği her hasta tedavi sırasında kendi maske ve devresini kullanmalıdır.
Beslenme: Basınç kabinine tamamen aç karnına girilmemelidir. Tedavi öncesinde hafif tok olunmalı; ancak gaz yapıcı yiyecekler ile asitli/gazlı içecekler tüketilmemelidir.
Kozmetik: Saç spreyi, jöle, yağlı kremler, parfüm, makyaj, oje veya vazelin gibi petrol türevli ürünler kullanılmamalıdır.
Yasaklı Eşyalar: Çakmak, kibrit, cep telefonu, akıllı saat, işitme cihazı, araç kumandası gibi pil içeren veya kıvılcım çıkarma riski olan hiçbir eşya kabine alınmaz.
Sigara: Sigara kullanımı, kandaki oksijenlenmeyi bozduğu için tedavi süresince bırakılmalıdır.
HBOT, uzman hekim kontrolünde yapıldığında oldukça güvenli bir tedavi yöntemidir.
En Sık Görülen Durum: Basınç değişimine bağlı olarak kulaklarda dolgunluk hissidir. Size öğretilecek Valsalva (kulak eşitleme) hareketleri ile bu durumu kolayca yönetebilirsiniz.
Nadir Durumlar: Geçici görme netliği değişiklikleri (miyopi), klostrofobi (kapalı alan korkusu) veya oksijene hassasiyet gibi durumlar nadiren görülebilir. Tüm tedavi süreciniz uzman ekibimiz tarafından yakından takip edilmektedir.